by Sezgin | Ağu 29, 2014 | Gezen Tohumlar |
İstanbul’da geçirdiğimiz iki haftadan sonra yeniden yoldayız… Adapazarı’nın Sakarya havzasında, Maksudiye köyüne varıyoruz akşamüstü. Temiz, düzenli ve yeşil bir Çerkes köyü. Köyün içinde küçük meralar, otlayan hayvanlar… Köyde biraz dolaştıktan sonra şık, ahşap bir bahçe kapısıyla karşılaşıyoruz. İşte o kapının ardındaki yeşil bakımlı bahçe Jade Çiftliği. Çiftliğin kurucusu Berin Jade. Jade Çerkesçe yeşim demekmiş. A harfi uzatılarak, yazıldığı gibi okunuyor. Karavanımızı armut ağacının altına park edip Berin’le ve çalışanlarla tanışıyoruz. Etrafımızda yüzlerce çeşit bitki… Jade çiftliği 100 dönümden büyük dümdüz bir arazi üzerine kurulmuş. Yaklaşık 13 yıldır Berin’le beraber epey değişmiş. Eskiden sadece elma ve armut ağaçlarının olduğu bir yerken şimdi adını ilk kez duyduğumuz bitkilerle dolu. Neredeyse her bitkinin de birden fazla çeşidi yetiştiriliyor. Gün boyunca süren hummalı bir çalışma var. Çalışanlarla beraber özenle ekiyoruz tohumları, tek tek hasadını yapıyoruz olgunlaşan meyvelerin. Çocuk merakıyla gördüğümüz her şeyle ilgili durmadan sorular soruyoruz Berin’e. İlk günden son güne kadar sıkılmadan cevap veriyor. Her gün buraya çalışmaya gelen köylü kadınların rehberliğinde gücümüz yettiğince katılıyoruz işlere. Yükseltilmiş sebze yataklarını düzenliyoruz, çapalayıp tohum ekiyoruz, damla sulama için boruları yatağa yerleştiriyoruz, yabani otları ayıklıyoruz… En güzel şeylerden biri de, tadını merak ettiğimiz her şeyi yıkamadan, pişirmeden olduğu gibi yiyebilmek. Vücudumuza sadece ışık ve topraktan gelen hayat giriyor. GDO yok, ilaç yok… Haftada iki gün de, yaparken çok eğlendiğimiz bir iş var. Kargoya verilecek siparişleri paketlemek. Elimizdeki listeye göre bahçenin içinde dolaşarak taze taze topladığımız gıdayı kese kâğıtlarına dolduruyoruz. Sonra da gideceği adresle beraber kolilere doldurup kargoya veriyoruz. Özenle yapıldığı için, bir dostunuza el yazınızla yazdığınız mektubu postaya vermek gibi bir his… İstanbul’dayken vücudumuz uyuşmuş biraz. Çalıştıkça açılıyor. Ellerimizle beraber kafamız da çalışmaya başlıyor. Toprağa...