by Sezgin | Oca 11, 2015 | Gezen Tohumlar |
Tam adı Demokratik Sosyalist Sri Lanka Cumhuriyeti olan bu küçük ada ülkesindeki bir aylık serüvenimiz 11 Aralık’ta, Colombo’da başladı. Henüz havaalanındayken farkına varıyoruz ki, Sri Lanka yakın komşusu Hindistan’dan epey farklı. Sokaklar temiz, koku yok, asfalt düzgün, yolda öncelik yayaların… Halk yere çöp atmama konusunda oldukça bilinçli ama piknik alanlarında durum gene içler acısı. Bu yüzden doğal koruma alanlarına pet şişe ve plastik ambalaj sokmak yasak. Sri Lanka’da okuma yazma oranı ve eğitim seviyesi oldukça yüksek ve neredeyse herkes çok iyi İngilizce konuşuyor. Bütün tabelalarda da üç dil yer alıyor: Sinhalice, Tamilce ve İngilizce. Ülkenin kuzeyinde yer alan, çoğunluğu Tamil olan halkın yaşadığı bölgedeki gerilla mücadelesi ve soykırım sayılabilecek bir katliamla sona eren uzun süreli bir iç savaştan sonraki barış(!) dönemini yaşıyor Sri Lanka. Turist olarak dahi kuzey eyaletine girmek için Savunma Bakanlığı’dan özel izin almak gerekiyor. Gazetecilerden ve insan hakları gözlemcilerinden gizlenen bir şeyler var hala. Gerginlik politik alanda da hissedilir bir biçimde devam ediyor. Tam ayrıldığımız güne denk gelen seçim arifesinde bu gerginlik herkesin konuşmalarında hissediliyordu. Gotama Buda, Bob Marley ve Che Guevara. Sri Lanka’da bir araya gelen üç önemli şahsiyet. Sri Lanka’nın büyük çoğunluğu Budist. Turuncu kıyafetleri içindeki Budist rahipler, büyüklü küçüklü Budist tapınakları, dev Buddha heykelleri ve minik Buddha hediyelikleri her yerde. Meditasyon yapmak için Sri Lanka’ya gelen yabancılar, turist kitlesinin içinde hatırı sayılır bir yer tutuyor. İnsanlarda gözlemlediğimiz genel bir hoşgörü ve sakinliğin yanında, tüm inançlara saygı duyuluyor. Sri Lanka’da Buda’dan sonra en çok karşılaştığımız diğer kişi ise Bob Marley. Bob Marley’e ithafen sarı, kırmızı ve yeşil renkler birçok mekanın dekorasyonunda kullanılıyor. Neredeyse her büyük plajlda bu şekilde dekore edilmiş, reggae müzik çalan mekan...