Bir Gezgin Bir Gezgine Gel Beraber Gezelim Demiş

Gezgin gezgini yolda bulurmuş.

Fethiye’den Bördübet’e giderken aldığımız bir otostopçu, biz Amazon’dayken arıyor. Bulunduğumuz yeri söylüyoruz ve yine otostopla gelip katılıyor bize. O anlarda, içinde dört kişinin olduğu bir araç daha geliyor. Biri arabalarıyla dolaşan, diğeri de otostop çekerek gezen iki çift. Onlar da yolda tanışmışlar. Böylece o anda, sadece aynı yolda olduğu için bir araya gelmiş olan 9 kişi buluşuyoruz. Aynı sofrada ve aynı ateşin etrafında paylaşıyoruz geceyi. Amazon Club’ın çalışanları gelip de ateşimizi söndürdükten sonra bir sürü mum yakıp devam ediyoruz sohbetimize. Yakınımızda başka bir karavanlı gezgin çift daha konaklıyor.

Amazon

Amazon

Sabah, 5 kişi beraber ayrılıyoruz oradan. Bizim dışımızda Selçuk, Anıl ve Büşra ile. Biraradalığımızı sürdürüp o günü ve geceyi de beraber geçirmeye karar veriyoruz. Artık aynı karavanda seyahat eden beş gezgin olarak, ortak karar veriyoruz nereye gideceğimize. Marmaris’in Bayır Köyü’ne çıkıp yaşlı bir çınarın yanından akan sudan içiyoruz bol bol. Beşimize birden yetecek kadarını da yanımıza alıp ormanda bir kamp alanı buluyoruz. Akşam yemeğimiz, herkesin elinde ne varsa onların birleşiminden oluşuyor. Gece kocaman bir ateş yakıyoruz. Hayallerimizden, umutlarımızdan ve umutsuzluklarımızdan konuşuyoruz.

Karvanımız Süslenirken

Karvanımız Süslenirken

2 gece ve bir tam gün geçirdikten sonra, herkes kendi seyahatine devam etmek için ayrılıyor yine. Biz kuzeye, Iasos’a doğru yol alırken Anıl’la Büşra güneye, Kabak Koyu’na doğru yol alıyorlar. Selçuk bir süre daha bizimle devam edip İzmir yolunda yeni bir otostop için ayrılıyor.

Iasos güzel bir antik kent, yakınında küçük bir köy var ancak turizminin işgal ettiği yerlerden biri. Güllük Körfezi’nin etrafındaki büyük tatil sitelerinin arasında sakin bir koy arayıp, yapılaşmanın olmadığı bir yerde konaklıyoruz. Geceyi ay ve yıldızlar yerine otellerin ışıkları aydınlatıyor ama yine de baş başayız.

Karavanımızı park ettiğimiz anda sevimli bir köpek geliyor yanımıza. Ekmeğimizi paylaşıyoruz onunla. O da bütün gecesini… Gece biraz hareketli geçiyor. Orada yaşayan iki çakal yanımıza yaklaştıkça dostumuz kovalıyor onları. Ama sabah uyandığımızda bize bir not bile bırakmadan gitmiş…

Aracımızın tekerleğinden gelen seslerle birlikte fark ettiğimiz rotildeki sorunu çözmek için İzmir’e giderken iki otostopçu daha alıyoruz. Otostopçu açısından bereketli bir mevsim…

Tanju Usta’nın Volkswagen Hastanesi’nde yaptığı bakımdan sonra, onun tavsiyesi üzerine gece konaklamak için Foça’ya doğru yol alıyoruz. Boş bir alan bulamadığımız ve güneş batmak üzere olduğu için Eski Foça’da paralı bir kamp alanında kalıyoruz. Ancak pişman değiliz. Kaldığımız yerde harika bir günbatımının son 10 dakikasını yakalayıp bir ayva ağacının altında uyuyoruz.

İstanbul’dan önce son durağımız olan Akçay’da geçirdiğimiz iki günün ardından yeniden İstanbul yolundayız…

Bir Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir