Pondicherry-Madurai

Sadhana Forest’tan ayrılıp, Asya seyahatimizin ikinci ayını geçirmek üzere Sri Lanka’ya gitmeden önce Hindistan’da Pondicherry ve Madurai’yi ziyaret ettik.

Pondicherry (Puducherry), eski Fransa sömürgesi küçük bir yerleşim. Görece temiz, düzenli ve sakin sokakları hala Fransız havasını yansıtıyor. Öyle ki; kentin güneyindeki Fransız mahallesinde dolaşırken karşımıza çıkan şık butik dükkânların etkisiyle, Akdeniz’de minik bir sahil kasabasındaymışız gibi bir hisse kapılıyoruz.

Tren istasyonunun hemen yanında yer alan Botanik Bahçesi güzel ve bilgilendirici bir dinlenme alanı. İçerisindeki minik trenle kısa bir tur atıp çocukluğunuza dönebilirsiniz.

IMG_8907

Şehrin bir diğer önemli noktası da merkezde yer alan Lakshmi Ganesh Tapınağı. Her gün öğleden sonra 4 gibi getirilen zavallı fil dışında pek bir numarası olmasa da, sıkça ziyaret edilen bir yer. Tapınağın yakınlarında bulunan Sri Aurobindo Ashram da, Hindistan tarihinde önemli bir yere sahip olan ve The Mother ile birlikte Auroville fikrini ortaya atan Sri Aurobindo tarafından kurulmuş. Şu anda ise müze olarak ziyaretçilere açık…

Kentin tam ortasından geçen üstü açık kanalizasyon dışında, Pondicherry’nin temiz görünüşü restoranlara da yansımış. Bizim genel olarak yemek yediğimiz Bombay Anandha Bhaven adlı uygun fiyatlı restoranın yemekleri oldukça lezzetli. Tapınağa biraz daha yakın olan başka bir Anandha Bhaven daha var, ancak orası biraz daha “turistik”.

Konaklamak için ise tavsiyemiz Natura Ashram. Çift kişilik ve paylaşımlı oda seçeneklerinin bulunduğu konukevi hem çok ucuz hem de temiz. Ashram’ın kurucusu, özellikle gençlerle beraber geniş kapsamlı bir kültürel farkındalık yaratma amacıyla yola çıkmış. Ücretsiz atölyelerin düzenlendiği ve herkese açık kursların verildiği bir yer haline getirmeye çalıştığı Ashram’da hayaline henüz ulaşamamış olsa da, farklı yöntemleri denemeye devam ediyor. Çatıdaki çiçekleri sulamasına yardım ederken, kendisinden çok değerli bilgiler edinebiliyorsunuz.

Natura Ashram’ın yer aldığı yerleşim, geleneksel yaşamın bozulmadan devam ettiği bir mahalle. Şans eseri yılın önemli bir dolunayına denk geldiğimiz için de, kadınlar tarafından evlerin önüne çizilen ve “kollam” adı verilen harika sanat eserleriyle beraber, her evde yanan mumların ve patlayan havai fişeklerin bir ışık festivaline dönüştürdüğü gecenin büyüsüne kapıldık.

IMG_8831

Gönül isterdi ki ruhumuzu biraz daha dinlendirelim… Ancak, 6 saatlik bir tren yolculuğunun ardından ulaştığımız Madurai’de yeniden büyük şehir karmaşasının içinde bulduk kendimizi. Sırf Sri Lanka’ya giden uçağımızın kalkacağı havaalanı burada bulunduğu ve Adam’s Bridge adı verilen yerde birbirine yüzme mesafesi kadar yaklaşan iki ülke arasındaki tek ulaşım aracı uçak olduğu için…

Madurai’deki ilk gecemizde kaldığımız otel bütçemizi biraz zorlasa da, sonraki iki gün için orta seviye bir otel bulmayı başarıyoruz. Ucuz otellerin durumu ise içler acısı.

Madurai’deki en önemli yer, şehrin tam merkezinde yer alan devasa tapınak. Güney Hindistan’daki en önemli Hindu tapınaklarından biri…

IMG_8956

Ancak bizi daha çok etkileyen şey, kentin biraz daha dışında yer alan Gandhi Müzesi oluyor. Müze hem ücretsiz hem de Bilal’e anlatır gibi anlatılan ayrıntılı Hindistan tarihi sayesinde entelektüel olarak tatmin edici. Bir de; adeta “kutsal emanet” gibi özel bir odada sergilenen, Gandhi’nin suikaste uğradığı zaman üzerinde bulunan giysisi de bu müzede!

Hindistan’ın sadece Tamil Nadu eyaletinde geçirdiğimiz bir ayın ardından hemen karşı kıyıya, bir ada ülkesi olan Sri Lanka’ya gidiyoruz.

Bir Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir