Anadolu Bozkırları

                Ege’nin dağlarında gezdik, Marmara’nın sulak ovalarında dolaştık… Şimdi ise İç Anadolu’nun bozkırlarındayız.

                Son telgrafımızı Jade Çiftliği’nden çekmiştik (stop). Hemen sonrasında Yeryüzü Eko-köyü’nde 2 günlüğüne kerpiç ev inşaatında çalıştık. Yolculuğumuzun başından beri katıldığımız dördüncü ev inşaatı oldu bu. Yerleşik yaşama geçmeye hazırız.

Sezgin

Sezgin

Yeryüzü Eko-köyü ekibi yaptıkları eve Burcu evi adını vermişler. Çalışırken burcu burcu terlediğimiz için olabilir diye düşünmüştüm ama mimari Burcu olduğu için öyleymiş. Kalabalık ve eğlenceli bir grup insanla beraberdik… Fotoğraflarını da siteye koyduk zaten. Burada bir de Doğada Yürürken Etraftaki Bitkileri Tanıma Etkinliği’ne denk geldik. Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nden gelen hocalarımızın rehberliğinde şimdi hatırlayamadığım Latince isimleriyle beraber ne yenir, neyin çayı içilir, neyi yersek ölürüz gibi kategoriler altında yol kenarındaki başıboş bitkileri inceledik. Güzeldi. Akşam da köyde kaldığımız ahşap evde türküler söyleyip damacana çalarak dans ettik.

Sonra söz verdiğimiz gibi tekrar Jade Çiftliği’ne döndük. Aslında tarhana yapılacaktı, biz de görüp öğreniriz belki diye umuyorduk ama yattı o iş. Böylece birkaç günü daha gündüz bahçe işlerinde çalışıp akşam Berin Abla’ya sorular sorarak geçirdik. Mesela burası niye bu kadar yeşil diye sorduğumuzda “nem var kuzum” dedi. Çok nemli bir yer. Her gece çiğ düşüyor. Bir de çok tırtıl yapmış bu sene. Altında uyuduğumuz ağaçtan çıtır çıtır sesler geliyordu. Tırtıllar büyüyünce Amerikan kelebeği olacaklarmış. Buralarda doğal avcısı olmadığından yemişler hep ağaçların yapraklarını. Amerikan kelebeği emperyalizmi!

Jade Çiftliği’nde olmaktan çok keyif almamıza rağmen, gezmeye devam edebilmek için ayrılmamız gerekiyordu. Yoksa Gezen Tohumlar olamazdık. Veda ederken Berin Abla bir sürü domates sosu verdi bize. Her gün menemen yiyoruz hala bitmediler.

               Adapazarı, Marmara Bölgesi’ndeki son durağımız oldu böylece. Bir süre önce bozulan atık yağ sistemini (meğersek sadece sigortası atmış) tamir ettirmek üzere Ankara’ya gidince Kır Çocukları’yla da tanışma fırsatımız da oldu. Güdül’ün Tahtacıörencik Köyü’ne yerleşip oradaki köylülerle beraber organik üretim yapan Ceyhan’la Nihal’in evine konuk olduk. Tahtacıörencik, Bolu sınırına yakın, yerel mimari tarzıyla yapılmış evlerin olduğu güzel bir köy. Ceyhan’la Nihal de ikiz çocuklarıyla beraber Ankara’dan ayrılıp buraya yerleşmeye karar vermişler. Uzun bir süreden beri organik tarımla iç içeler. Bir yandan organik merhemler ve yağlar yapıp bir yandan da TADYA adı altında üretici-tüketici ağları kurmuşlar. Şimdi köyde her ikisini de yapmaya devam ediyorlar. Çocukları da doğayla iç içe büyüyecek…

                Kır Çocukları’nın hediye ettiği merhemlerle birbirimize masaj yaparak yola devam ediyoruz. Ama karavanımız Murtaza da her yerini bize elletmeye niyetli. Atık yağ sistemini tamir ettirmişken bu kez de güneş panelinin aküsü bozuluyor. Tekrar Ankara’ya gidip bu işleri bilen birilerini arıyoruz. Depar Solar’a gittiğimizde bize aşırı yardımcı oluyorlar. Tek tek her şeyin ölçümünü yapıp ne yapmamız gerektiğini anlatıyorlar bize. Hem de hiç para istemeden. Bir de siyah elektrik bantıyla tornavidalarını karavanda unutmuşlar. Eğer hala arıyorlarsa buradan sesleniyoruz: Merak etmeyin, bizimleler ve güvendeler.

                Atık yağ sistemimiz tamir edildi ama şu anda da güneş enerjisini kullanamıyoruz. Servise gönderdiğimiz akü incelenip bize yenisi gönderilene kadar arabanın aküsüyle idare ediyoruz. Peki, atık yağla çalışan bir aracın aküsünden şarj edilen bilgisayar da mı atık yağla çalışmış olur?

                Sorunlarımızı çözdüğümüzü zannedip Elmadağ’a doğru yola devam ederken bir ara haritaya bakmak için durduktan sonra aracımızı bir daha çalıştıramıyoruz. Bu kez de marş motoru arızalanıyor. Ama dert değil. Çünkü şu ana kadar hep olduğu gibi yine yakınlarda bu sorunu yaratıcı yöntemlerle çözecek olan bir tamirci var.

IMG_6517

Ebru

                İç Anadolu’nun daha da içine doğru gitmeden önce Elmadağ’a yakın bir yerde kurulan Yeşilce Organik Çiftliği’ne uğruyoruz. Sadece bir gece geçiriyoruz burada ama Battal Bey’in kendi tasarladığı otantik ahşap evinin verandasındaki semaverde demlenen çayın eşlik ettiği sohbetin tadı damağımızda kalıyor. Bir de Ebru’nun bahçeden toplayıp dolma yaptığı biberlerin…

                Nevşehir’e doğru yol alırken bir akşamüstü Kızılırmak kenarında kamp yapıp bir adacıktaki büyük ağaçlarda yaşayan yüzlerce kuşu izliyoruz. Akmakta olan su çok etkileyici. Ama hemen yakında o suyu durdurmaya çalışanların yaptığı bir HES inşaatı yükseliyor. Sabah olunca da nehirde oluşmaya başlayan kum adacıklarını fark ediyoruz…                             

                Şu aralar çiftliklerde pek iş olmadığından gidip misafir gibi takılmak istemiyoruz. Ama yine de her yerde TaTuTa’dan ne var ne yok diye bakıyoruz. Çiftlik bulursak arayıp gelebilir miyiz diye soruyoruz. Kaman’a vardığımızda da Ceviz Bağı Çiftliği’ni aradık hemen gelin dediler, çay içtik, kavun karpuz yedik. O sırada çiftlikte gönüllü olan Hayan bize etrafı gezdirdi, çiftliğin sahibi olan Özcan ve Ayşe de çiftliğin gizli bölümlerini gösterdiler bize. Mesela Şark Odası’nı, yakında müze olacak olan bir ahırı… Müze’de geleneksel tarım aletleri olacak. Traktör yokken, öküz varken kullanılanlardan…

                Cevizbağı’nda kalmadan, öğleden sonra ayrılıp Kırıkkale’yi, Kırşehir’i geçiyoruz. Etrafta gördüğümüz renk genellikle sarı. Ancak burada ilginç yerler var. Tataab Pırki yazan bir tabela görüyoruz mesela. Haritada öyle bir yer yok. Sanırım Tabiat Parkı yazmaya çalışmışlar. Bu konuda yetkililerden açıklama bekliyoruz. Mucur’daki yeraltı şehri çok etkileyici ancak uzun süre içeride dolaşmak bel fıtığına yol açabilir. Bu yazıyı yazdığımız Seyfe Gölü’nün kenarındaki yuvarlak tepenin üzerinde kamp yapmak da eğlenceli olabilirdi mesela.

Günebakan

Günebakan

                Bir sonraki durağımız ise Avanos. Bağbozumu’na denk gelip Hayyam’ı anmak güzel olabilir…

Bir Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir